Sultanahmet, İstanbul’un en popüler turistik merkezlerinden biridir. Yılın her döneminde milyonlarca turist bu bölgeyi ziyaret ediyor ve İstanbul’un tarihi yarımadasında keşfe çıkıyor.
Sultanahmet; tarihin, mimarinin, kültürün ve sanatın birleştiği bir bölgedir. Turistlerin İstanbul’un eski şehrini gezmesi için önemli bir gezi, eğlence ve alışveriş bölgesini birleştiren bir turizm merkezidir.
Kısacası İstanbul’un tarihi bölgesi ve merkezidir. Bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu’nun merkeziydi ve adını Osmanlı Padişahı I. Ahmed’den almıştır. İstanbul, yedi tepeli şehir olarak da bilinir ve Sultanahmet, İstanbul’un ilk tepesidir.
Sultanahmet bölgesi, Topkapı Sarayı, Ayasofya Camii, Sultanahmet Camii, Hipodrom ve Yerebatan Sarnıcı gibi popüler turistik mekanlara sahiptir. İstanbul’u ziyaret eden milyonlarca turist için doğal bir mıknatıs.
Sultanahmet Meydanı’nda dolaşın, İstanbul’un en popüler simge yapıları, müzeleri, camileri, kiliseleri, çeşmeleri ve tarihi mekanları eşliğinde sakin atmosferin tadını çıkarın ve bölgedeki çok sayıda restoran ve kafede rahatlayın. Sultanahmet’te bulunan efsanevi bir teras manzarası arıyorsanız sizin için oldukça iyi mekanlar bulacağınızdan eminiz.
Sultanahmet bölgesinde keyifli vakit geçirmek için mekan önerisi >> Queb Rooftop Restaurant
Hipodrom (At Meydanı), Ayasofya, Topkapı Sarayı, Sultanahmet Camii, Yerebatan Sarnıcı, İstanbul Arkeoloji Müzesi ve Türk ve İslam Eserleri Müzesi gibi İstanbul’un en popüler tarihi mekanlarının neredeyse tamamı buradadır ve bu mekanları yürüyerek keşfedebilirsiniz.
Sultanahmet semtindeki en önemli aktiviteler ve tavsiyeler:
Sultanahmet Camii, Ayasofya Camii ve Türk ve İslam Eserleri Müzesi ile çevrili, Hipodrom olarak da bilinen Sultanahmet Meydanı, popüler bir buluşma yeridir. Sultanahmet çevresindeki tüm tarihi mekanlara erişimi olan Sultanahmet semtinde etkileyici bir yürüyüş turu yapabilirsiniz.
Sultanahmet Camii, İstanbul’un ve dünyanın en güzel camilerinden ve simge yapılarından biridir. 17. yüzyılda (1609-1617) Sultan I. Ahmed tarafından yaptırılmıştır. Sultanahmet Camii’nin mimari, dünyaca ünlü Mimar Sinan’ın öğrencisi olan Sedefkâr Mehmet Ağa’dır. Camii, birbiri üzerinde yükselen kubbeleri ve çini süslemeleri ile Osmanlı döneminin en ihtişamlı ve tek 6 minareli camiisi olarak bilinir.
Dünya çapında Blue Mosque olarak adlandırılan Sultanahmet Camii bu ismi çok güzel mavi iç mekanında bulunan “İznik çinilerinden” alıyor. Türk ve İslam mimarisinin bir örneğidir ve İstanbul’un en popüler simge yapılarından ve camilerinden biridir.
Ayasofya bulunduğu alana üç kez baştan inşa edilmiş bir yapıdır. Şu anda ayakta olan yapı “Üçüncü Ayasofya” olarak bilinir.
Ayasofya ilk kez Roma İmparatoru I. Konstantin döneminde inşa edilmiştir. İstanbul’un yedi tepesinden birincisi üzerinde ahşap çatılı bir bazilika olarak inşa edilmişti. Çeşitli tarihlerdeki isyanlar ve yangınlar sonucunda harap olan yapı daha sonra tamamen yıkılmıştır.
İkinci Ayasofya, İmparator II. Theodosius zamanında aynı yere yapıldı. 415 yılında da ibadete açılmıştır. Önceki gibi bazilika şeklinde ve ahşap çatılı olarak inşa edilen bu yapı da, 532 yılında İmparator Jüstinyen aleyhinde çıkan Nika Ayaklanması’nda isyancılar tarafından yakılıp yıkılmıştır.
Jüstinyen isyan sonrasında yıkılan Ayasofya yerine ilk ikisinden çok daha büyük ve görkemli bir Ayasofya yaptırmaya karar vermiştir. Üçüncü Ayasofya Bizans İmparatoru I. Jüstinyen tarafından 532-537 yıllarında inşa ettirilmiştir.
Osmanlı Sultanı 2. Mehmet’in İstanbul’u fethetmesinin ardından Ayasofya kilise olmaktan çıkarak cami yapılmıştır. 481 yıl boyunca cami olarak hizmet veren Ayasofya, 1934 tarihinde müzeye dönüştürüldü. 2020 tarihinde ise yeniden cami olarak ibadete açılmıştır.
Dünyanın sekizinci harikası olarak da anılan Ayasofya, aynı zamanda İstanbul’un en çok ziyaret edilen simge yapılarından birisidir.
Dünyanın en zengin müzelerinden biri muhteşem bir doğu sarayıdır ve dünyanın en büyük mimari eserlerinden biridir. Osmanlı padişahlarının ikametgahı olduğu kadar imparatorluğun idari ve eğitim merkeziydi.
Eski imparatorluk mutfağı, dünyanın en iyi çini porselen koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Padişahların kıyafetleri de burada sergileniyor. Hazine, zümrüt, yakut ve elmas gibi değerli taşlardan oluşan çarpıcı ve kusursuz bir koleksiyona sahiptir.
Ve son olarak, padişah eşlerinin ve cariyelerinin yaşadığı sarayın özel bölümü olan ünlü Harem’de burada.
Eskiden kilise, şimdi müze olan 4. yüzyıldan kalma Aya İrini, kültürel etkinlikler ve sergiler için bir merkez olarak da hizmet veriyor ve Topkapı Sarayı Müzesi’nin ilk avlusunda yer alıyor.
Üç bölümden oluşur; naos, narteks ve atrium, ayakta kalan atrium ise Bizans döneminden günümüze ulaşan tek örnektir.
İbrahim Paşa Sarayı’nda bulunan yapı, 16. yüzyıl Osmanlı sivil mimarisinin en önemli yapılarından biridir. Müze, halı, el yazması, ahşap, cam ve etnografya alanlarında 40.000’den fazla benzersiz sergi sergiliyor.
Dünyanın en zengin arkeoloji müzelerinden biri olan İstanbul Arkeoloji Müzesi, Arkeoloji Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi ve Çini Müzesi olmak üzere üç ayrı müzeden oluşmaktadır.
Müze, Asur, Hitit, Mısır, Yunanistan, Roma, Bizans ve Osmanlı medeniyetleri gibi tarihi derinden etkileyen farklı medeniyetlerden oluşan geniş bir koleksiyona sahiptir.
İstanbul’un en etkileyici ve gizemli yapılarından biri olan Yerebatan Sarnıcı oldukça sakin ve huzurlu bir yerdir. İkonik Medusa başı da dahil olmak üzere sütunlar, antik yapılardan oluşuyor ve farklı mermer türlerinden yontulmuştur.
Sultanahmet Camii’nin arkasında bulunan Arasta Çarşısı, çeşitli halı, deri, el sanatları ve hediyelik eşya dükkanları bulabileceğiniz hareketli bir turistik mekandır.
İstanbul Mozaik Müzesi olarak da bilinen Sultanahmet Camii kompleksi içinde Arasta Çarşısı’nda bulunan etkileyici bir mozaik müzesidir.
Ayasofya ile Sultanahmet Camii arasında, Osmanlı Padişahı Büyük Süleyman’ın ünlü eşi Hürrem Sultan adına Mimar Sinan tarafından yaptırılan tarihi Hürrem Sultan Hamamı (1556-1557) bulunmaktadır.
Topkapı Sarayı İmparatorluk Kapısı’nın önünde yer alan bu çeşme çok özel bir Barok mimari örneğidir. 1728’de Mimar Ahmet Ağa tarafından yapılmıştır.
“Kaiser 2. Wilhelm Çeşmesi” olarak da bilinen Sultanahmet Meydanı ile Sultanahmet Camii arasındaki Alman Çeşmesi, görkemli sütunları ve güzel kubbeli yapısı ile çok güzel bir çeşmedir. Alman imparatorunun Sultana ve İstanbul’a hediyesidir.
1901 tarihinde İstanbul’daki yerine monte edilmiştir. Mimari olarak Neo-Bizanten üslubunda bir çeşmedir; içeriden altın mozaikle süslüdür.
Sultanahmet ve Eminönü arasında yer alan Gülhane Parkı (Gül Bahçesi), hem turistler hem de yerliler için İstanbul’un en iyi parklarından biridir.
Park geniş bir alanı kaplamaktadır. Boğaz’ın muhteşem manzarasına sahip çok güzel bahçeler, ağaçlar, havuzlar ve kaldırım kafeleri var. Parkta ayrıca dünyada eşi benzeri olmayan ve görülmeye değer bir İslam bilim ve teknoloji tarihi müzesi de bulunuyor.
Queb Lounge İnstagram hesabını takip edin >> @queblounge