Sultanahmet bölgesi İstanbul’un önemli tarihi kısımlarından biridir. İçerisinde gezip görülecek oldukça fazla seçenek sunar. Sadece Sultanahmet için bile bir haftanızı ayırabilirsiniz. İstanbul’un bundan çok daha fazlası ve keşfedilmeyi bekleyen sayısız güzelliğe sahip bir şehir olduğunu ise aklınızdan yine de çıkarmamanızı öneririz.
Sultanahmet, yoğun turist akını ile oldukça ilgi çeken bir bölge. Türk misafirperverliğini hissedebileceğiniz ve Türk mutfağına doyabileceğiniz bir gezi yaşayacağınız Sultanahmet’te tarihi açıdan da büyüleneceğinizi garanti edebiliriz.
İstanbul’un en eski köprüsü olan Galata Köprüsü’nden geçerek Mısır Çarşısı’na ulaşmanızın ardından bin bir lezzetin kokusunu hissedeceksiniz. Kalitesi, tadı ve kokusuyla harikalar yaratan baharatlar çarşı boyunca size eşlik edecek.
Yürüyüşünüzün devamında rotanız Ayasofya Camii olmalı diyebiliriz. Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi yani eski adı ile Ayasofya Bazilikası. Ayasofya Camii 1934’ten beri müze olarak kullanılırken Temmuz 2020’de Ayasofya Camii olarak ibadete yeniden açıldı. İçerisinde çok uzun bir tarihi yolculuğu barındıran Ayasofya Camii mimarisi ile büyülerken, kapısından girdiğiniz andan itibaren bu tarihe tanıklık etmenizi sağlıyor. Ayasofya Camii geziniz için ise girişler tamamen ücretsiz.
Ayasofya Camii’nin ardından bir sonraki durağınız neden Sultanahmet Camii olmasın? İç mekân duvarlarını süsleyen mozaikler sebebi ile Sultanahmet Camii olarak adlandırılan bu yapı Sultan I. Ahmet döneminde 1609-1616 yılları arasında inşa edilmiştir. Öne çıkan özelliklerinden bir tanesi ise 6 minareye sahip olmasıdır.
Tarihin dokusuna doyarken İstanbul’un lezzetlerine acıkabilirsiniz. Öğle yemeğinde Queb Lounge lezzetli yemekleri ve hoş dokusu ise sizi bekliyor.
Buradan bahsederken Topkapı Sarayı’ndan bahsetmemek elbette imkansız. 70 hektarlık bir alana sahip olan saray 5 km’lik surlarla çevrilidir. Topkapı Saray’ı 1985 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiş ve burada “dört yüzyıl boyunca inşa edilmiş, binalarının mimari kalitesinin yanı sıra Osmanlı sarayını yansıtan organizasyonları ile eşsiz binalar topluluğu” olarak tanımlanmıştır. Topkapı Sarayı sabah 9’dan akşam 18:00’e kadar kadar açıktır. Salı günleri ziyarete kapalıdır.
İstanbul’un gözdelerinden Kapalı Çarşı, dünyanın en büyük çarşılarından biri olarak sizi kendine hayran bırakabilir. 20 km2’lik bir alanı kaplayan çarşı 18 kapıdan girilen 58 iç sokak boyunca 4000 dükkanı barındıran Kapalı Çarşı, içinde her şeyi bulabileceğiniz bir pazar sunar. Burada tüm satıcılar cana yakındır ve sizinle sohbet etmeyi severler. Neredeyse hepsi turistlerle anlaşabilecek kadar yabancı dillere hakimdir. Kapalı Çarşı etrafındaki sokaklar da gezmeye değer küçük sokaklardır.
İstanbul’a gelmişken İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne gidebilir ve giderken Yerebatan Sarnıcı’nı ziyaret edebilirsiniz. Büyüleyici bir tarihe sahip devasa bir yer altı sarnıcı olan Yerebatan tüm yıl boyunca haftanın her günü 09.00-19.00 saatleri arasında ziyarete açıktır. Yerebatan Sarnıcı atmosferi, tarihi dokusu ve eşsiz güzelliği ile duraklarınız arasında mutlaka yer almalı.
İstanbul Arkeoloji Müzesi ise Topkapı Sarayı’nın eteklerinde yer alır. Bu müze aslında üç ayrı müzeden oluşur. Bunlar: Ana Arkeoloji Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi ve Seramik Müzesi olarak da bilinen Emaye Köşk Müzesi’dir. İstanbul Arkeoloji Müzesi, dünya tarihindeki hemen hemen her dönemi ve uygarlığı temsil eden bir milyondan fazla objeye ev sahipliği yapar. Özellikle Mısır koleksiyonu ise inanılmazdır. Müze yaz aylarında sabah 9’dan akşam 16:00’a kadar, kış aylarında ise sabah 9’dan akşam 17:30 kadar ziyaretçileri için açıktır. Yalnızca pazartesi günleri ziyarete kapalıdır.
Sultanahmet bölgesi kendi başınıza ziyaret ederken zorlanmayacağınız ve oldukça da keyif alabileceğiniz bir yer. Ziyaretiniz sırasında bir tarihi hissedecek ve hatta bu tarihe tanıklık edeceğinizi unutmayın.